BEHZAT ŞAŞAL UNUTULMADI,
UNUTULMAYACAK!..
Türk ilim, tetkik ve tefekkür hayatının; Dâr-ı dünya boyutunda samimi hürmet,
saygı, sevgi, muhabbet ve iltifata mazhar; Her gittiği yerde iz bırakan, eser
veren, kamu âlemin iyi, onurlu, sorumlu, erdemli ve doğrusal yönde inkişaf ve
tekâmül boyutuna önemli katkılarda bulunan ender insan ve nadir simalarından
biri…
Behzat Şaşal…
Camiada namı diğer: Tay-yi mekân
O, yaklaşık bir buçuk yıldan beridir rahatsız, evinde ve
istirahatgâhında meskün.
Aldığımız son haberlere göre, sınırlı bir alan ve makânda
hareket kabiliyetini haiz. Rahatsızlığından mütevellit dil-lisan (konuşabilme)
problemi de henüz tam anlamıyla aşılabilmiş değil. Ancak az da olsa lüzumu
kadar kelime telâffuz edebildiğini ve tutukluğun süratle iyileşme yoluna
girdiğini müşahede ediyoruz.Bu meyanda son ziyaretimizde bir hayli kelime
telaffuz edebildiğini, meram anlatma ve olağan iletişim yönünde ciddi bir
sıkıntısının neredeyse kalmadığını gördük.
Dahası her ziyarette O’nu, (bir öncekine nazaran) daha
mutlu, daha huzurlu, manâ, moral ve motivasyonu düzelmiş ve yükselmiş olarak
görmek memnuniyeti verici. .Bu ziyaret ve memnuniyet verici süreci müşahedemiz
devem edegeldi.Sonra bir süre “muhtemel rahatsızlık” nedeniyle ziyaretlerimize
ara verdik. …
Lakin ziyaretlerine nezaketen ve lüzumuna binaen ara veren
sanki sadece bizdik.
Behzat ŞAŞAL, öylesine hürmet, muhabbet, tecessüs, hasret ve
hayreti mucip bir makam ve mevkiinin sahibi idi ki; Bu sevgi seli, kalbi
saygınlık ve manevi yakınlık, ziyaret katsayısının (biz ara vermiş olsak da)
sürekli artmasına neden oldu.
Bu trafik şimdi de, adeta ilahi bir teşvik ve imtizaç ile
devam etmektedir.
DAHA SONRALARI BİR GÜN;
Behzat Bey’i ziyarete biz biraz ara vermiş olsak bile, her
gidip gelenden haber alıyor ve adeta kendimiz gitmişçesine “rahatsızlığındaki
iyiye gidişten dolayı” memnun oluyorduk.
Aslında bizi her ziyarette hem memnun, mesrur ve bahtiyar,
hem de mahcup eden Behzat bey’in tam bir “Osmanlı Hanımefendisi” olan muhterem
eşiydi.
O’ ki, “müstesna bir ANADOLU ANA’SI, fazilet timsali
emsalsiz vasıfları, liyakati, eşine karşı hürmet, nezaket, şefkat ve muhabbeti,
ilgi-ihtimamında ‘kırma-incitme korkusu ve hassasiyetiyle’ olağanüstü nezaket
gösteren pür dikkat davranış biçimi” bizleri hep mahcup etmiş; Behzat bey
yönünden sevindirmiştir.
Ziyaretten ayrılırken yaptığımız dua hep aynı olmuştur:
“Yâ Rabbi bütün ailelere böyle âlim, aziz, muazzez,
müstesna, muhterem ve mübarek Anneler; Her Müslüman erkeğe bu derece asil,
ihsanı bol, şefkatli-merhametli, ülfet ve muhabbet sahibi, insani derecesi
yüksek gerçek hanımlar nasip ve ihsan eyle.” Diye hep birlikte dua ve niyaz
etmişizdir.İşte bu nedenle Behzat Bey çok şanslı ve Allah’ın bahtiyar
kullarındandır.
Bir gün yengeyle birlikte Kızılay da ki fotokopiciye kadar
yürüyerek gelirler. Behzat bey illâ bizim fakirhaneye uğramak ister. Fakat
yürümeye gücü kalmamış mecali tükenmiştir. Eve arabayla dönerler. Bunu
dinlediğimizde hem üzüldük ve hem de sevindik. Bu umut verici bir gelişme idi.
O’nun gönül dostları olarak çok sevinmiş, memnun olmuş ve duyduğumuz habere
şükrederek çokça dua ve niyazda bulunmuştuk.Hiç unutmayız o gün, Behzat Bey,
bizi yollamak için balkona çıktı. Aynı gün hediye olarak götürdüğümüz bayrakla
‘güle güle” anlamında bizi selamladı.Sevinmiş, heyecanlanmış, dualar
etmiştik.Bu dualarımız durmadan devam ediyor.
Edecek de; Zaten binlerce duanın muhatabıdır O,
ÇÜNKÜ:
Behzat Şaşal bütün hayatını insanlık yararı ve davasına
adadı. Bunun
ilmini, irfanını, feyiz, ilham ve irşadını: Halkevlerinden ve DKD kurslarından
başlayıp; Evrensel bilimin, insanlık sevgisi, kâinat gerçeği, ilim-ihsan ve
hakikat boyutunun sır ve hikmet kapısı, sahib-i sultanlarından Hacı Ahmet
Kayhan Efendi Hazretleri dahil yolun bütün yücelerinden feyiz aldı. İlim, irfan
kam aldı.O, aldığını verdi. Verileni yaydı.Bir ışıktı, mum idi. Mumdan südur
nur idi.Etrafı aydınlatır, ışık ve aşk saçarken,Kendi yoruldu bu dem,Şimdi
dinlenmededir…
KİMDİR ?…
Kendisine sorarsanız Yunus gibi cevap verir. “Ete kemiğe
büründük, Behzat diye göründük” Sonra Mevlâna’dan dem vurur.
Derken Evrensel Çağrı gündeme gelir.
Ahmet Kayhan Hazretlerinin dünya liderleri ve insanlık
âlemine seslenişi konuşulur. Biliyorsunuz O bir Şehir-Bölge Plancısı ve kadim
bir Mimar’dır.Yanımızda, yöremizde pek çok eser ve sürüp giden hizmet
sahibidir.
Açıkçası Behzat Şaşal “Eser, hizmet ve hikmetleri ile
müsemma” dır.Sakarya’da, zaman, zaman Sabri Tandoğan Hoca’nın da katıldığı Cuma
sohbetleri, Çankaya, Cebeci, Kızılay, ÖZKAYNAK, İKO ve YOYAV konferansları,
Kuruluş adıyla Manevi Cihazlanma Cemiyeti şimdiki adıyla “Kültürel Gelişim
Derneği” faaliyetleri ve kitaplar. Behzat Şaşal’ın şu anda ülke çapında yayın
ve dağıtımı yapılmış dört kitabı
var.
Bunlardan son ikisi hasta yatağından yönlendirilmek
suretiyle yayınlandı.
1. Sevgili Düşmanım Sigara, Halkevleri Basımevi, 1977 -
Ankara
2. Atatürk’ü Tanımak ve Anlamak, Belde A.Ş., Anayurt
Gazetesi, Mayıs-2007
3. Cumhuriyete Gölge Düşürenler, Akasya Kitap, Mayıs -2007
4. Güldürürken Düşündüren Nasrettin Hoca’ya Çağdaş Bakış,
Akasya Kitapevi,
Yanı-sıra binlerce makale… Konferans, yayın, sohbet, hitap
ve muhabbet…
İşte bütün bu eser, hizmet ve hikmetlerden mürekkep hale,
enerji, sirayet ve sinerji’nin odağında Behzat Şaşal durur. İnsanlık âlemine
iyilik, sağlık, arı’lık-duruluk, güç ve zindelik timsali pozitif enerji
yayarak…
Ve elbette unutulmaz. Unutulmayacaktır. O, geniş bir
kitlenin kalbinde ve kafasında yaşamaktadır. Daima anılır, aranır, sorulur,
sohbet konusu olur, anlattıkları dilden dile dolaşır anlatılır, gönülden
gönül’e yol bulur akar.
Bu makaleye son noktayı koymadan evvel, Behzat beyi çok iyi
tanıyan komşumuz, emekli öğretmen ve müteahhit Hacı Yusuf ÖZKAYA’ya sordum:
“Behzat Bey denince senin aklına ne geliyor. Sana neler
çağrıştırıyor?”
Cevap verdi:
“Sevgi, saygı, insanlık, hoşgörü, samimiyet, nezaket,
fazilet, ülfet ve muhabbet”
“İşte Behzat ŞAŞAL budur” dedi Yusuf Bey, ve ekledi:
“aynı zamanda dürüstlük ve mertliktir”
Ne mutlu O’na.. Acil şifalar niyazı ve Selam ile…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder