Yazar, Av. M. Selâmi ÇEKMEGİL |
Bir Nasrettin Hoca Hikayesi
M. Selami Çekmegil
İleti...Yazar: Sanih açık 2007-09-07 13:10:24
Sayın hocamız Prof. Dr. İSA KAYACAN'dan gelen aydınlıtıcı bir değerlendirmeyi aşağıda iletiyorum.
Sayın hocamız Prof. Dr. İSA KAYACAN'dan gelen aydınlıtıcı bir değerlendirmeyi aşağıda iletiyorum.
Hocamıza teşekkürler sunuyorum...
**
Nasrettin Hoca'ya çağdaş bakış
Prof. Dr. İSA KAYACAN
Prof. Dr. İSA KAYACAN |
Nasrettin hoca deyince aklımıza gelen ilk gerçek:
Güldürürken, düşündürüyor olması.
Bu gerçekten hareketle, araştırmacı-Yazar Behzat Şaşal yeni
bir yayın ortaya koydu.
Adı: Güldürürken Düşündüren Nasrettin Hoca'ya Çağdaş Bakış.
Kitap 374 sayfayla, Ankara'da "Akasya-Kitap" yayınları arasında gün
yüzü gördü.
Behzat Şaşal'ın, "Duygularıyla değil, beyinleriyle
öğrenenlere armağan olsun" şeklinde anlamlı, birazda sitemli bir ithafı
var beyinleriyle öğrenenlere ihtiyacımız olduğunu sürekli hatırlayabilsek,
bunlarla yaşabilsek, ne kadar güzel olur değil mi? Yayınevi yöneticilerince
yazılan bir önsöz var kitabın ilk sayfalarından birinde.
Bu önsözün bir yerinde de:
- "Nasrettin Hoca, asırlarca önce o ince zekasıyla
insanları güldürerek düşünme eylemini uygulayarak insanlara öğretim ve eğitim
sistemini uygulamış büyük bir bilge kişidir" deniyor. Nasrettin Hoca'nın
bilinen veya az bilinen (hiç bilinmeyen demeye dilim varmıyor..
Bilinmeyen fıkrasının bulunduğunu inanmak istemiyorum)
fıkralarının genel yorumları yapılmakta Behzat Şaşal tarafından. Bunlar
ustalıkla, dikkatlilik içinde ve en ince noktasına kadar yorumlanmak suretiyle
gerçekleştirilmiş. Örneğin; Parayı veren düdüğü çalar, Hocanın eşeğine ters
binmesi, Hırsızın hiç mi suçu yok? Bakalım kara kitap ne buyurur, Bir kişilik
eksik verin, Her gün bayram olsaydı, Ye kürküm ye gibi fıkralar
anlatıldığından, bilindiğinden daha bir başka açıklık ve netlik içinde
sayfalara aktarılmış.
Behzat Şaşal'ın yorum ustalığı kendini göstermiş. Bu
ustalık, fıkranın arkasından "kıssadan hisse" başlığı altında
verilirken, burada sergilenip ortaya konulurken okuyucuların zeka
derinliklerine aktarılma gayreti gösterilmiş.
Hani şu "Yorgan gitti, kavga bitti" adlı fıkra var
ya: Hoca bir kış günü kapısının önünde kavga sesleri duyar. Hoca, karısının
"yat yatağından dışarı çıkma" ikazına rağmen yattığı yorgana sarılıp
dışarı çıkar ya...
Sonra, soğuktan titreyerek içeri girer ya hoca Karısı,
kavganın nedenini sorunca, hoca, "Kavga bizim yorgan içinmiş, yorgan
gitti, kavga bitti" der ya... Bu fıkranın yorumuna Behzat Şaşal şu
cümlelerle başlıyor:
- Kapımızın önünde veya evimizin içinde olsun, bizden miras
hakkı doğabilecek kişiler arasında açık ve gizli, zamanlı ve zamansız yapılan
çekişmelerin, kavgaların nedeni, bizim mallarımızdan onlara düşecek olan payın
kavgası, çekişmesi olabilir...
Tebriklerimi sunuyorum efendim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder