21 Kasım 2013 Perşembe

Yazar, Av. M. Selâmi ÇEKMEGİL, Prof. Dr. İSA KAYACAN

Yazar, Av. M. Selâmi ÇEKMEGİL
Bir Nasrettin Hoca Hikayesi
M. Selami Çekmegil
İleti...Yazar: Sanih açık 2007-09-07 13:10:24
Sayın hocamız Prof. Dr. İSA KAYACAN'dan gelen aydınlıtıcı bir değerlendirmeyi aşağıda iletiyorum.
Hocamıza teşekkürler sunuyorum...
**
Nasrettin Hoca'ya çağdaş bakış
Prof. Dr. İSA KAYACAN
Prof. Dr. İSA
KAYACAN
Nasrettin hoca deyince aklımıza gelen ilk gerçek: Güldürürken, düşündürüyor olması.
Bu gerçekten hareketle, araştırmacı-Yazar Behzat Şaşal yeni bir yayın ortaya koydu.
Adı: Güldürürken Düşündüren Nasrettin Hoca'ya Çağdaş Bakış. Kitap 374 sayfayla, Ankara'da "Akasya-Kitap" yayınları arasında gün yüzü gördü.
Behzat Şaşal'ın, "Duygularıyla değil, beyinleriyle öğrenenlere armağan olsun" şeklinde anlamlı, birazda sitemli bir ithafı var beyinleriyle öğrenenlere ihtiyacımız olduğunu sürekli hatırlayabilsek, bunlarla yaşabilsek, ne kadar güzel olur değil mi? Yayınevi yöneticilerince yazılan bir önsöz var kitabın ilk sayfalarından birinde.
Bu önsözün bir yerinde de:
- "Nasrettin Hoca, asırlarca önce o ince zekasıyla insanları güldürerek düşünme eylemini uygulayarak insanlara öğretim ve eğitim sistemini uygulamış büyük bir bilge kişidir" deniyor. Nasrettin Hoca'nın bilinen veya az bilinen (hiç bilinmeyen demeye dilim varmıyor..
Bilinmeyen fıkrasının bulunduğunu inanmak istemiyorum) fıkralarının genel yorumları yapılmakta Behzat Şaşal tarafından. Bunlar ustalıkla, dikkatlilik içinde ve en ince noktasına kadar yorumlanmak suretiyle gerçekleştirilmiş. Örneğin; Parayı veren düdüğü çalar, Hocanın eşeğine ters binmesi, Hırsızın hiç mi suçu yok? Bakalım kara kitap ne buyurur, Bir kişilik eksik verin, Her gün bayram olsaydı, Ye kürküm ye gibi fıkralar anlatıldığından, bilindiğinden daha bir başka açıklık ve netlik içinde sayfalara aktarılmış.
Behzat Şaşal'ın yorum ustalığı kendini göstermiş. Bu ustalık, fıkranın arkasından "kıssadan hisse" başlığı altında verilirken, burada sergilenip ortaya konulurken okuyucuların zeka derinliklerine aktarılma gayreti gösterilmiş.
Hani şu "Yorgan gitti, kavga bitti" adlı fıkra var ya: Hoca bir kış günü kapısının önünde kavga sesleri duyar. Hoca, karısının "yat yatağından dışarı çıkma" ikazına rağmen yattığı yorgana sarılıp dışarı çıkar ya...
Sonra, soğuktan titreyerek içeri girer ya hoca Karısı, kavganın nedenini sorunca, hoca, "Kavga bizim yorgan içinmiş, yorgan gitti, kavga bitti" der ya... Bu fıkranın yorumuna Behzat Şaşal şu cümlelerle başlıyor:
- Kapımızın önünde veya evimizin içinde olsun, bizden miras hakkı doğabilecek kişiler arasında açık ve gizli, zamanlı ve zamansız yapılan çekişmelerin, kavgaların nedeni, bizim mallarımızdan onlara düşecek olan payın kavgası, çekişmesi olabilir...

Tebriklerimi sunuyorum efendim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder